SEN KİMSİN?

Öyle bir 657 tabi memur döşünün adam kelli-felli kodaman siyasetçileri takmasın! Ne gariptir ki; kasaba siyasetçilerinden çekinsin. Sen kimsin arkadaş, seni bir tanıyalım. İsmin çıkmış dokuza inmez sekize, kime güveniyorsun, ağababalarını bilelim.

Kendi memleketinde adam yerine konmayan, hatta barındırılmayan, ipe sapa gelmez, hovarda diye nam salmış, zevatın biri ahkam kesiyor. Arkadaş sen kimsin, kime güveniyorsun ağababaların kim hele bir söyle..! Madem ki laftan anlamıyorsun, bana bu dünya üzerinde hükmedecek hiç kimse yok onu önce bil! Sonra hodri meydan. Hadi bakalım el mi yamanmış, bey mi? Göreceğiz!!!... Fırsatçıların da elini ovuşturduğunu çok iyi biliyorum. Bu işten hiç kimse nemalanamayacak işte o kadar! Samimiyet testini geçemediniz, iyi bir düşman kazandınız bunu aklınızdan çıkarmayın ayağınızı da ona göre denk atın baştan uyarayım. Alaşehir çok öz evladını kaybetti ayak oyunlarından. Bunun adı yavşaklık, beceriksizlik ve iş bilmezliktir. Beyninin hep arka tarafı çalışan, hiç kimseyle çıkarsız dostluk arkadaşlık kuramayan, sadece kendi ikbalini düşünen, başarı kriterlerini bilmeyen ve küçük hesaplar peşinde koşan çapsızlar diyecek ki; bu meselenin peşini bu adam niye bırakmıyor.  Ne gibi çıkar ilişkisi var? Yaradan şahittir; iğne ucu, kum tanesi kadar menfaati olan namerttir. Şerefsizdir. Dünden bugüne, hatta ömrümün sonuna kadar, eğer ki, bir şeyler bulabilirlerse dünyanın en zelil insanı olayım. Buraya kadar tamam mı beyler? Bundan beyle ensenizdeyim haberiniz olsun. Yakın bir zamanda Alaşehir Devlet Hastanesi’nde vuku bulan nahoş olaylar gibi, buna benzer vakalar başka bir kurumda da patlayabilir. Alaşehir’de ‘Adam!’kalmamış olacak ki, 3 ayrı temsilciliğin başında da yabancılar konuçlandırılmış! Alaşehir’in siyasetine eller yön verir olmuş. Nereden nereye. Bu durumu fazlasıyla biz hak ediyoruz. Hal böyle olunca; alavereler-dalavereler, kirli tezgahlar ve fırıldak işler kaçınılmaz oluyor. Bundan 7-8 yıl önce sahte malzemeleri kuruma çakanlar, mevki- makam sahibi olabiliyor. Her konuda söz sahibi olabiliyorlar. Nasıl yaşarsanız öyle yönetilirsiz değişine münhasır yaşıyoruz demek ki vesselam. Riyakarlar, Alaşehir’i üst edinmiş. Geçmişin intikamı ile iş çevirenler, şimdilik kazanmış gözükebilirler amma, ilerideki neticesi hüsran olacaktır. Her şeyin bedeli var. Bunu unutmayın ayağınıza sıktınız. Bu işin getirisinden çok, ötürüsü olacak. Bunu da yazın bir kenara. Aynı yalaktan beslenenler de diyet ödeyecek. Bekleyip görelim Mevlam neylerse güzel eyler..! Haramzadelerin kol gezdiği bir ilçede, kurum ve kuruluşları arpalık olarak gören sözde siyasi iblisler de işine baksın! Güneş, her zaman ufuktan doğmaz, hizmetler, liyakat, ehliyet ve başarı hiçbir zaman Ölmez de, Aktaş da Karataş da kum tanesi olmaya mahkumdur. Doğanın kanunudur bu. Selam ve dua ile…