Osmanlı döneminden kalma Şeyh Sinan Camii, tüm ihtişamıyla ayakta duruyor

Alaşehir'de ziyaretçilerinin ilgi odağı haline gelen, mimari yapısında üstün bir sanat değeri ve ince bir zerafet taşıyan Şeyh Sinan Camii, asırlardır tüm ihtişamıyla ayakta duruyor.

Alaşehir'in önemli tarihi değerleri arasında yerini alan Şeyh Sinan Camisi, ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Bu eser; külliye, cami, tekke, kütüphane, türbe ve hazîre ile küçük bir yapılar topluluğu meydana getiriyor. Ancak günümüzde, bu yapılardan sadece cami, türbe ve hazîrenin küçük bir parçası kalmıştır. Türbenin kitabesinden caminin, Bursa’dan gelerek Alaşehir’e yerleşen Emir Sultan’ın halifelerinden Şeyh Sinan Efendi (ö. 887/1482) tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Alaşehir'de 1969 yılında meydana gelen 6,8 şiddetindeki deprem sırasında minaresinde meydana gelen hasar üzerine, minaresi yıkılarak aslına uygun şekilde yeniden yapılmış ve ibadete açılmıştır. Cami avlusunda yer alan türbede Şeyh Sinan Efendi ve yakınlarına ait sandukalar bulunmaktadır.  “Şeyh Sinan Camii ve türbesi, mahallemiz için yaşayan bir tarih”  Şeyh Sinan Mahallesi'nin 45 yıllık muhtarı Mustafa Yılmaz caminin, Alaşehir' in Osmanlı topraklarına katılmasıyla, buraya yerleşmeye karar kılan ve fatihlerden olduğu anlaşılan, Mahmut Fakih oğlu ve Bursa' da mefdun Emir Sultan halifesi Şeyh Sinan tarafından yaptırıldığını belirtti. Şeyh Sinan camiinin avlusunda bulunan türbenin ise, 1465 yılında yapıldığını belirterek; " Şeyh Sinan Camii, Osmanlı sanatının ilk dönemlerinde olduğu gibi çok kubbeli ulu cami tipinde ele alınmış. Asıl mekân 6 kubbe ile son cemaat mahali 3 kubbe ile örtülüdür. Kubbelerin kurşunla kaplı olduğu bilinmektedir. Tarihi ve sanat değeri olan bu camiinin zaviye ve kütüphanesi yangın sonucunda yıkılmıştır" dedi.  "Eski camilerde daha fazla manevi hava teneffüs ederek namaz kılınabiliyor"  Eski camilerde ibadet etmenin farklı bir duygu olduğunu belirten mahalle sakileri," Böyle bir camide insan namaz kılıp ibadet ettiği zaman daha huşu içinde, daha mütevazı, daha güzel ve daha manevi bir hava teneffüs ederek namaz kılıyor. Buraya gelince adeta canlı tarihi yaşıyoruz. Bu camiye gelir gelmez ilk olarak Şeyh Sinan ile burada kabirlerde yatanlara dua ediyoruz. Bu cami ve türbe, mahallemiz için yaşayan bir tarih" dediler.   “Şeyh Sinan Camii Orijinalliğini tamamen koruyor”  Tarihçi İpek Akgül,”Orijinalliğini tamamen koruyan yapı, turizm bakımından önem taşır. Alaşehir' in Osmanlı topraklarına katılmasıyla, buraya yerleşmeye karar kılan ve fatihlerden olduğu anlaşılan, Mahmut Fakih oğlu ve Bursa' da mefdun Emir Sultan halifesi Şeyh Sinan tarafından yaptırılmıştır. Camiinin kapısı üzerinde bulunan kitabesi çıkarılarak yerine onarım tarihini gösteren kitabe konulmuştur. Camii planı; Osmanlı sanatının ilk dönemlerinde olduğu gibi çok kubbeli ulu cami tipinde ele alınmıştır. Asıl mekân 6 kubbe ile son cemaat mahali 3 kubbe ile örtülüdür. Kubbelilerin ağırlığı, içerdeki iki sütuna ve duvarlara verilmiştir. Kubbeler kurşunla kaplıdır. İçeride görüşen kalem işi süslemeleri orijinaldir. Mihrap ve minber bize o devir mimarisi hakkında en iyi bilgileri verir. Duvar örgüsü Osmanlı sanatının ilk devirlerinde görülen; iki sıra tuğla, bir sıra taş tekniğine göre yapılmıştır. Tarihi ve sanat değeri olan bu camiinin zaviye ve kütüphanesi yangın sonucunda yıkılmıştır”dedi. “Türbe de Şeyh Sinan ve aile efradı bulunuyor” Orijinalliğini tamamen koruyan Şeyh Sinan camiinin avlusunda bulunan bu türbe de ise Şeyh Sinan ve aile efradının bulunduğunu belirten Tarihçi İpek Akgül ,”Şeyh Sinan camiinin avlusunda bulunan bu türbe, kapısı üzerindeki sülüs kitabeye göre; hicri 870, Miladi 1465 yılında yapılmıştır. Yine aynı kitabeye göre Şeyh Sinan 1482 yılında ölmüştür. Kare plana sahip olan türbenin üzeri kurşun kaplıdır. Burada da ilk devir Osmanlı mimarisinde görülen iki sıra toğla, bir sıra taş örgü tekniği kullanılmıştır. Şeyh Sinan ve aile efradı bu türbede mefdundur. Cami avlusunda şadırvan ve mezar taşları bulunmaktadır”dedi.