ALAŞEHİR'DE SALGIN HASTALIK MI VAR?
ALAŞEHİR'DE SALGIN HASTALIK MI VAR?
Alaşehir’de bulantı, ishal gibi rahatsızlık nedeniyle çok sayıda vatandaş hastanelere başvurdu. Kasım ayı ortalarında başlayan ve bir süredir aralıklarla devam eden bu durum ilçede bir salgın durumu mu söz konusu sorusunu akıllara getirdi. Vatandaşların geneli içme suları kaynaklı bir salgın olabileceğini düşünürken, bir kısmı ise Koronavirüs'e bağlı yeni bir semptom olabileceğinden endişe duydu. İçimizi rahatlan açıklama ise Alaşehir İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Metin Gümüş'ten geldi.
Alaşehir’de bulantı, ishal, ateşlenme ve karın ağrısı gibi nedenlerle hastanelere başvuran vatandaşlar ilçede salgın bir hastalığın olabileceğinden endişe duydular. Konuya ilişkin açıklama yapan Alaşehir İlçe Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Metin Gümüş,"İlçemizde Kasım ayının ortalarında görülen “Akut Barsak Enfeksiyonu (ishal)” vakalarında günlük artışlar görülmüş olup bu artışlar erken uyarı sistemimiz sayesinde ilk anda tespit edilmiştir. Vakaların mahalle dağılımı ve nedenleri üzerine ilçe sağlık müdürlüğümüz tarafından araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar neticesinde ilçemizde salgın oluşturacak mevsimsel hastalık etkenleri haricinde bir etken saptanmamıştır. Aynı zamanda içme sularımıza yönelik yaptığımız analizler tüketime uygun bulunmuştur" dedi.
AKUT BARSAK NEDİR? NASIL BULAŞIR?
Endişe edeceğimiz bir salgın olunmasa da “Akut Barsak Enfeksiyonları” hakkında yeterli bilgi sahibi olmanın olası salgınların önüne geçebileceğini belirten Uzm. Dr. Metin Gümüş;"Kişisel ve toplumsal önlemlerin alınması ile hastalık döneminin rahat geçirilmesi sağlanabilir, toplum içerisinde yayılmasına engel olunabilir.
AKUT BARSAK ENFEKSİYONLARI (İSHALLER) NEDİR?
Akut gastroenterit, mide ve bağırsakların iltihabıdır (enflamasyonudur). Bu hastalıkta ishal ana bulgu olup, ishale bulantı, kusma, ateş ve karın ağrısı eşlik edebilir. Akut gastroenterit genellikle bir virus veya bakteri, daha nadir olarak da bir parazitin vücuda alınmasıyla meydana gelir.
NASIL BULAŞIR?
Gastroenterit, etkeni içeren dışkı ile bulaşmış olan yiyeceklerin yenilmesiyle, su veya diğer içeceklerin içilmesiyle, etkenle temas etmiş kirli ellerin ağıza götürülmesi ile ortaya çıkar. Güvenli içme ve kullanma suyuna ulaşımın sağlanamadığı bir bölgede, su içmek, yemek yapmak, bu suları temizlik amaçlı kullanmak ishalli hastalıkların görülme olasılığını artırmaktadır. Kişisel hijyen şartlarının düşük olduğu durumlarda hastalık kişiden kişiye de bulaşabilir. Diğer yayılma yolu hijyenik olmayan şartlarda hazırlanmış veya saklanmış yiyeceklerin tüketilmesidir. Kirli su, yıkama sırasında yiyeceklere hastalık etkenlerinin bulaşmasına neden olabilir. Kirli sulardan yakalanmış balık ve deniz ürünleri de akut gastroenteritler için kaynak olabilirler.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalığın etkeni ne olursa olsun tüm gastroenteritlerde ishal görülür. İshal (diyare), bağırsak hareketlerinin artması, dışkı miktarının fazlalaşması ile günlük dışkı sayısının artması ve dışkı kıvamının bozularak yumuşak, sulu bir görünüm alması olarak tanımlanır. Virüsler ile gelişen ishalde dışkıda kan görülmez. Bazı bakteriler kanlı, sümüksü bir ishale neden olurken, bazıları kansız, sulu veya su gibi dışkıya da yol açar. Akut gastroenteritlerde bulantı, kusma, karın ağrısı ve ateş sık olarak gelişir. İshal, kusma ve yüksek ateşe bağlı olarak dehidratasyon tablosu gelişebilir. Bazen bağırsakta gaz toplanması, baş ağrısı, halsizlik de görülür.
Dehidratasyon; vücuttan fazla miktarda su-sıvı kaybı olmasıdır. Dehidratasyon, bebekler ve küçük çocuklarda daha sık görülür. İshal, kusma ve ateş sonucu gelişen sıvı kaybı vücudun elektrolit (tuz ve mineral) dengesini de bozabilir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda birkaç saat içerisinde vücuttan aşırı sıvı kaybı olabilir. Hafif dehidratasyon geliştiğini gösteren belirti hastanın susamış olmasıdır.
Vücuttan su kaybı arttıkça susuzluğa ek olarak dudak ve ağız kuruluğu, uykuya meyil, gözyaşında azalma veya gözyaşının gelmeyişi, göz kürelerinde çökme, nabızda hızlanma, el ve ayaklarda soğukluk, derin veya hızlı solunum, idrar miktarında azalma olabilir. Ağır dehidratasyonda bunlara ek olarak dalgınlık, kan basıncında düşme, hiç idrar çıkarmama ve şok görülebilir.
TANISI NASIL KONUR?
Hasta öyküsü ve muayene bulguları genellikle akut gastroenterit tanısı için yeterlidir. Hasta numunesinde (gaita, idrar, kan, BOS, balgam, kusmuk, vb.) uygun laboratuvar yöntemleri ile yapılan inceleme sonucunda Akut barsak enfeksiyonuna neden olan etkenin (virüs, bakteri veya parazitin) saptanması ile tanı konur.
TEDAVİSİ NASILDIR?
Akut gastroenteritlerin çoğu kendiliğinden düzelir. Tedavi genellikle belirtilere yönelik uygulanmaktadır. Doktor tarafından uygun görüldüğü takdirde ve doktorun önerdiği şekilde ilaç kullanılmalıdır.
İshal kesici ilaçlar kullanılmamalıdır. İshal düzelene kadar yağsız ve posasız gıdalarla ishal diyeti uygulanmalıdır ve hastanın ağızdan bol sıvı alması sağlanmalıdır. İshale bağlı gelişen sıvı ve tuz kaybı oldukça önem taşımaktadır. İshal süresinde iştahsızlık sıktır. İshal belirtileri olan çocuklara sık aralıklarla besinler verilmelidir. İshalin erken döneminde çocuğun aç ve susuz bırakılmaması, alışık olduğu sıvı besinlerin alabildiği miktarlarda verilmesine devam edilmesi, sıvı ve tuz kaybının gelişmesini önlemeye yeterlidir. Anne sütü alan bebeklerde emzirme devam ettirilmelidir. Büyük çocuklar ise alışık olduğu sıvı besinler ile beslemeye devam edilmelidir. Yoğurt, ayran gibi besinler besin değeri yüksek olan yağsız et, katı yumurta gibi besinler tercih edilmelidir. İshal durana kadar liften zengin besinler (fazla posa bırakan çiğ sebze ve meyveler) bağırsak hareketlerini arttırdığı için önerilmemektedir. Yağ emilimi bozulmamış olmasına karşın çok yağlı besinler bağırsaklardan geçişi hızlandırdığı için birkaç gün verilmemelidir.
KORUNMA YOLLARI NELERDİR?
El yıkama; akut gastroenterite yol açan mikropların bulaşmasını önleyen en önemli yöntemdir. Kişisel korunma önlemi olarak; Ellerinizi;
1. Yemeklerden önce ve sonra,
2. Yemeklerinizi hazırlamadan önce ve sonra
3. Tuvaletten önce ve sonra,
4. Bebeğinizin beslemeden önce, altını temizledikten önce ve sonra,daima sabunla, bol ve temiz su kullanarak yıkayınız.
Ellerinizi yıkarken her tarafını (ön ve arka parmak aralarını, tırnak içlerini ) iyice temizlediğine emin olana kadar yıkamaya özen gösteriniz.
Su Güvenliğiniz İçin;
1. Mutlaka temiz su tüketiniz.
2. Mümkünse resmi izinli ambalajlı su kullanınız.
3. Bulunduğunuz bölgede kuyu suyu yada depo suyu kullanılıyorsa, klor kullanma talimatına uygun şekilde mutlaka suyunuzu klorlayınız.
4. Kaynağını bildiğiniz ve temizliğinden emin olduğunuz suları kullanınız.
5. Zorunlu hallerde suyunuzu en az 10 dakika kaynatarak kullanınız.
Gıda Güvenliğiniz İçin;
1. Tüm meyve ve sebzeleri tüketmeden hemen önce bol ve temiz su ile yıkayınız.
2. İyice piştiğinden emin olduğunuz gıdaları tüketiniz.
3. Pişirilmiş dahi olsa uygun şekilde saklanmayan gıdalarda mikrop üreyebileceğini unutmayınız, bu nedenle uygun şekilde saklanan gıdaları tüketiniz
4. Açıkta satılan gıda maddelerini kesinlikle tüketmeyiniz.
5. Kümes hayvanları, kasaplık hayvan etleri ve ürünleri tam olarak pişirdikten sonra tüketiniz.
6. Pastörize edilmiş süt ve süt ürünleri kullanınız.
Unutulmamalıdır ki hasta kişiler, ishali düzeldikten sonra birkaç gün içinde de bulaştırıcı olabilir. Aile içinde hastalığın yayılımını önlenmek için hastanın kullandığı tabak, çatal, kaşık, bıçak temizlenmeden başkalarınca kullanılmamalı, hastanın özellikle dışkı ile temas etmiş kirli kıyafetleri sıcak su ile yıkanmalı, tuvalet klor içeren temizleyicilerle ya da çamaşır suyuyla temizlenmelidir.
KİMLER RİSKLİ GRUPTADIR?
Hastalıktan en çok kişisel temizlik kurallarına dikkat etmeyen, el yıkama alışkanlığı olmayan, yiyecekleri tüketmeden önce iyi yıkamayan ve yeterince pişirmeden yiyen, güvenli içme ve kullanma suyuna ulaşımın olmadığı toplum/kişiler ve çocuklar etkilenmektedir.
Akut ishal belirtileri göstermeleri durumunda hastaların; özellikle çocuk, yaşlı ve hamilelerin sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.