CHP’li vekilden JES ihalesine tepki, "Gediz Ovası yok ediliyor"

YAŞAM 09.10.2023 - 10:26, Güncelleme: 09.10.2023 - 10:26
 

CHP’li vekilden JES ihalesine tepki, "Gediz Ovası yok ediliyor"

CHP'li Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa Valiliği tarafından jeotermal enerji santralleri ve doğal mineralli su arama için izin verilmesini eleştirdi.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa Valiliği’nin jeotermal enerji santralleri (JES) ve doğal mineralli su arama için izin vermesini sert dille eleştirerek, “500 binden fazla insan karnını bu topraklarda doyuruyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor” dedi. CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu’nda Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın, Sarıgöl, Gölmarmara, Köprübaşı, Kula, Salihli, Alaşehir, Ahmetli, Şehzadeler, Saruhanlı ve Akhisar İlçelerinde ve 16 mahalle sınırları içinde kalan toplam 450 bin dönüm arazideki 14 adet jeotermal kaynak ve 2 adet doğal mineralli su arama işletme ruhsat sahasını ihaleye çıkarmasına tepki gösterdi. “ÜZÜMÜN BAŞKENTİ MANİSA’DA TARIM ALANLARI TEHLİKE ALTINDA” CHP’li Başevirgen, 2018 yılında, o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda, yer altı sularındaki arsenik oranını yükselttiği gerekçesiyle jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerektiğinin söylendiğini hatırlatarak, “Manisa’da 17 adet JES bulunuyor. Manisa Valiliği ise, jeotermal kaynak aramak için yeni bir ihaleye çıkıyor. 10 ilçemizde toplam 450 bin dönüm alan için jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapacak. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller yıllardır Manisa'nın havasını, suyunu, toprağını kirletiyor. Üzümün başkenti Manisa’da, tarım alanları ciddi tehlike altında” dedi. “HALKIN GEÇİM KAYNAĞI TÜKENİYOR” Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasa dışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek, "Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor" ifadelerini kullandı. “DÜNYADA GIDA KRİZLERİ YAŞANIRKEN VERİMLİ TARIM ARAZİLERİMİZİN TALAN EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ.” Yapılacak olan ihale ile, yaklaşık 50 köyün tarım alanları, ormanları ve yaban hayatı ile toprağının olumsuz etkileneceğini ifade eden Başevirgen yaptığı açıklamada, “Türkiye, özellikle kuru üzüm ihracatındaki başarısıyla dünyadaki liderliğini sürdürüyorsa, Manisa’nın verimli bağları sayesinde. Ancak mücadele ettiğimiz bu enerji santralleri yüzünden bağlar da ciddi tehlike altında. JES’ler yeraltından su çekerek enerji üretiyor. Ancak suyu çektiklerinde de, susuz kaldığı için toprağın verimi düşüyor. Sadece üzüm değil, bütün tarımsal ürünler aynı tehlike ile karşı karşıya. Jeotermal suyunun içerisinde bakır, çinko, arsenik, civa gibi daha birçok çevreye ve insan sağlığına zararlı maddeler var. Nehir ve dereler zehirlendi. Üzüm ve zeytin başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Yetişen ürünlerin tadı bile değişti. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller, Manisa'nın havasını, suyunu, tarım alanlarını, meralarını yıllardır kirletiyor. JES’ler, bölgenin tarım üretimini katlediyor. Halkımızın ve bizlerin isyanı duyulmuyor. Daha önce nasıl Çepnidere ve Hacıbektaşlı’da JES’lere karşı mücadele ettiysek, yine edeceğiz. Dünyada gıda krizleri yaşanırken verimli tarım arazilerimizin talan edilmeye çalışılmasını asla kabul etmiyoruz. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da halkımızla beraber JES’lere karşı direnmeye devam edeceğiz.” Diye konuştu.
CHP'li Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa Valiliği tarafından jeotermal enerji santralleri ve doğal mineralli su arama için izin verilmesini eleştirdi.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa Valiliği’nin jeotermal enerji santralleri (JES) ve doğal mineralli su arama için izin vermesini sert dille eleştirerek, “500 binden fazla insan karnını bu topraklarda doyuruyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor” dedi. CHP Manisa Milletvekili ve Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu’nda Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’nın, Sarıgöl, Gölmarmara, Köprübaşı, Kula, Salihli, Alaşehir, Ahmetli, Şehzadeler, Saruhanlı ve Akhisar İlçelerinde ve 16 mahalle sınırları içinde kalan toplam 450 bin dönüm arazideki 14 adet jeotermal kaynak ve 2 adet doğal mineralli su arama işletme ruhsat sahasını ihaleye çıkarmasına tepki gösterdi. “ÜZÜMÜN BAŞKENTİ MANİSA’DA TARIM ALANLARI TEHLİKE ALTINDA” CHP’li Başevirgen, 2018 yılında, o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda, yer altı sularındaki arsenik oranını yükselttiği gerekçesiyle jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerektiğinin söylendiğini hatırlatarak, “Manisa’da 17 adet JES bulunuyor. Manisa Valiliği ise, jeotermal kaynak aramak için yeni bir ihaleye çıkıyor. 10 ilçemizde toplam 450 bin dönüm alan için jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapacak. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller yıllardır Manisa'nın havasını, suyunu, toprağını kirletiyor. Üzümün başkenti Manisa’da, tarım alanları ciddi tehlike altında” dedi. “HALKIN GEÇİM KAYNAĞI TÜKENİYOR” Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasa dışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek, "Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor" ifadelerini kullandı. “DÜNYADA GIDA KRİZLERİ YAŞANIRKEN VERİMLİ TARIM ARAZİLERİMİZİN TALAN EDİLMESİNİ KABUL ETMİYORUZ.” Yapılacak olan ihale ile, yaklaşık 50 köyün tarım alanları, ormanları ve yaban hayatı ile toprağının olumsuz etkileneceğini ifade eden Başevirgen yaptığı açıklamada, “Türkiye, özellikle kuru üzüm ihracatındaki başarısıyla dünyadaki liderliğini sürdürüyorsa, Manisa’nın verimli bağları sayesinde. Ancak mücadele ettiğimiz bu enerji santralleri yüzünden bağlar da ciddi tehlike altında. JES’ler yeraltından su çekerek enerji üretiyor. Ancak suyu çektiklerinde de, susuz kaldığı için toprağın verimi düşüyor. Sadece üzüm değil, bütün tarımsal ürünler aynı tehlike ile karşı karşıya. Jeotermal suyunun içerisinde bakır, çinko, arsenik, civa gibi daha birçok çevreye ve insan sağlığına zararlı maddeler var. Nehir ve dereler zehirlendi. Üzüm ve zeytin başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Yetişen ürünlerin tadı bile değişti. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller, Manisa'nın havasını, suyunu, tarım alanlarını, meralarını yıllardır kirletiyor. JES’ler, bölgenin tarım üretimini katlediyor. Halkımızın ve bizlerin isyanı duyulmuyor. Daha önce nasıl Çepnidere ve Hacıbektaşlı’da JES’lere karşı mücadele ettiysek, yine edeceğiz. Dünyada gıda krizleri yaşanırken verimli tarım arazilerimizin talan edilmeye çalışılmasını asla kabul etmiyoruz. Geçmişte olduğu gibi bundan sonra da halkımızla beraber JES’lere karşı direnmeye devam edeceğiz.” Diye konuştu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve beseylul.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.